5 Şubat 2023
Yapay Bir Geçmiş
9 Şubat 2022
Çivi Kafa
er zamanki sıradanlıkla gözlerini açtı ve olduğu yerde bir süre durdu. Gerçek dünyaya dönmenin getirdiği birkaç saniyelik afallamanın ardından artık doğruldu, oturma pozisyonu alırken başındaki ağırlığı sonunda fark edebildi. Oflayıp puflarken, bunun zaten başına geleceğini bildiğini düşündü. Arada bir uğrayan bu misafirin şokunu ilk ziyaretlerde atlattığı için, şimdi normalleşmişti. Buna rağmen, son ana kadar aynaya bakmaktan kaçınmıştı. Arada bir parmaklarını başında buluşturup gerçek olup olmadığını kontrol etti, demirsi yapıyı hisseder hissetmez de sıkıntısını katladı. Hızlıca giyinip çıkmadan önce, az kalsın eski püskü, sararmış romanını unutuyor olduğunu anladı, “Çok güzel,” dedi, “bir unutkanlık eksikti zaten. Hemen başlamışız.” diye de devam etti. İleride, birkaç kullanım sonrası kırılacak olan balkondaki tahta merdivenlerden üst kata çıkıp uçsuz bucaksız uzunluktaki kitaplığına bakması gerekiyordu. Tırmanışını zar zor gerçekleştirdi ve yine zar zor bir şekilde, yıpranmış kitabının yukarılarda bir yerlerde olup olmadığını görmek için başını havaya dikti. Zaten geç kalmıştı, bu yorucu eylemi sakince halletmeye çalıştı. Kitabı elinde, merdivenlerden yavaş yavaş inerken dev bir buhar bulutu yüzüne çarptı, büzüşmüş ifadesini düzeltip gözlerini açtı ve duyduğu minik kıkırdamadan bunun yan komşusunun işi olduğunu anladı. Sanki bir özür duymuşçasına “Önemli değil!” diye cevap verdi. Kızmıştı, ama çok kısa sürdü. Buhar tamamen ortadan kalkınca penceredeki yansımasıyla birden göz göze geldi. Başına saplanmış dev çiviyi sonunda görmüştü. Sadece kendi duyacağı şekilde, “Her seferinde biraz daha büyümese olmazdı.” dedi ve evden adımını atmak için harekete geçti.